Herkes hayatında zorluklarla karşılaşır: Okulda, çalışma hayatında, eğitimde veya örneğin uygulamalar ve “değerlendirme merkezleri” bağlamında.  Bir sınava hazırlanmak aslında tüm insanları güçlendirir. Sınavlara katılım genellikle sınavın ardından hayatın yeni bir aşamasında umut veya neşe ile ilişkilendirilir.

Öte yandan birçok insan için ise sınavlar neredeyse aşılmaz bir engel teşkil eder. Sınav kaygısının yaşam üzerinde çok büyük, olumsuz bir etkisi olur, bu nedenle etkilenenlerin çoğu sınav kaygıları için tedavi görmek ister. Aslında sınav kaygısı öğrenilir ve çoğunlukla çocukluk ve ergenlik dönemindeki deneyimlerle ilgilidir.

Sınav kaygısı nedir?

Sınavlardan önce gerginlik ve sahne korkusu normaldir. Çoğumuz sınavlardan önce ve sınav sırasında heyecanlanırız, ellerimiz nemlenir, midemiz bulanır veya tuvalete koşarız.

Güçlü sınav kaygısı ise farklıdır. Bizi engeller veya hatta belki de bir bilinç kaybı şeklinde düşünme ve hareket etme yeteneğinden yoksun kılar. Gerçekte korktuğumuz şey sınav durumu değildir. Daha ziyade, sınavı geçememenin sonuçlarından korkuyoruz. Gerçek veya korkulan mesleki ve sosyal dezavantajlardan ve utançtan korkarız. Sınava giren diğer kişilerin, sınav görevlilerinin, arkadaşların veya ebeveynlerin önünde aptal görünmekten veya başarısız olmaktan korkarız. Bize gülmelerinden veya bizi reddetmelerinden korkarız.

Sınav kaygısı, sınav günü yaklaştıkça artar. İç gerginlik ve huzursuzluk, mide-bağırsak şikayetleri veya uyku bozuklukları gibi fiziksel şikayetler bu kaygıya eşlik eder. Fiziksel rahatsızlıklar endişemizi daha da kötüleştirebilir çünkü öğrenmemizi ve öğrendiklerimizi hatırlamamızı engellediklerini hissederiz. 

Neden sınav kaygımız var?

Sınav kaygısı öğrenilir ve genellikle çocukluk ve ergenlik dönemimizdeki deneyimlerle yakından ilgilidir. Ebeveynlerimiz veya diğer yakın bakıcılarımız bunda önemli bir rol oynar.

Test kaygımızın bir nedeni, ebeveynlerimizin bizi sık sık bunaltması ve onları asla memnun edememesi olabilir. Hata yapmanın ve başarısız olmanın kötü olduğunu öğrendik. Başarısızlığın sevginin reddedilmesine ve geri çekilmesine yol açtığını öğrendik. Bugün kendimize ebeveynlerimiz gibi davranıyoruz ve başarısız olduğumuzda kendimizi yargılıyoruz. Performans durumlarını ise bir tehdit olarak görüyoruz.

Sınav kaygımızın bir başka nedeni de, ebeveynlerimizin başkalarının yargılarından korkması ve her zaman komşuların ve diğer insanların ne düşünebileceği konusunda endişelenmeleri olabilir. Başkalarını memnun etmenin veya başkalarının bizden kötü söz etmek için bir fırsat olarak kullanabileceği her şeyden kaçınmanın çok önemli olduğunu öğrendik.

Elbette sınav kaygımız da büyük ölçüde okuldaki sınavlarla edindiğimiz deneyimlerden etkilenir. Öğretmen sizi sınıfın önünde ifşa edebilir ve sınıf arkadaşlarınız sizinle dalga geçebilir veya alay edebilir. Bu tür deneyimler o kadar travmatik olabilir ki, sınav durumları o andan itibaren varoluşsal bir tehdit olarak görülebilir.

Sonra özgüvenimiz ve öz saygımız çatırdar ve az çok bilinçli bir şekilde, bu acı verici deneyimin hatıraları ve bununla ilişkili olumsuz duyguları yetişkinler olarak hayata geri döndürürüz. Geçmiş deneyimlerimize dayanarak, hiçbir koşulda bir sınavda başarısız olmamak için kendimize baskı uygularız.

Kendi kendimize diyoruz ki, “Hiçbir koşulda başarısız olamazsın. Bu korkunç olur.” veya “Sınavda kesinlikle hiçbir şey düşünemiyorum. Bu bir felaket olur.” Ve hayalimizde kendimizi boş bir test sayfası üzerinde kuluçkaya yatan biri olarak görürüz ya da sadece sınav zamanı her şey karışır, kekemelik yaşanabilir ya da bilinç kaybına sebep olabilir. Ya da kesinlikle tekrar yaşamak istemediğimiz eski ve çok olumsuz sınav deneyimleri bize gelir. Bu tür düşünceler ve fanteziler karşısında sınavdan korkmamıza şaşmamalı.

ONLINE RANDEVU AL