BİTMEMİŞ İŞLER HAVUZU

İnsan hayatı birikimli ilerleyen öğrenme biçimlerinden oluşur. Bu birikimleri bir arşiv gibi düşünebiliriz. Yaşadıklarımızın sonunda doyum alırsak ve memnun olarak devam edersek bu olaylar geçmişimize iyi bir şekilde kaydedilmekte ve uygun şekilde depolanmaktadır. İhtiyaç duyduğumuzda bu arşivden alıp kullanabiliriz. Fakat yaşadığımız olaylardan doyum almazsak,mutlu olmazsak yada yarım bırakmak zorunda olduğumuz birtakım durumlar olursa;bütün bu olaylar arşivde ya eksik yada bozuk kaydedilecektir.
İnsanlarda eksik işleri tamamlama eğilimi olduğu GESTALT psikologları tarafından öngörülen bir konuydu.. Bu kurama göre; insan çevredeki nesneleri birbirinden bağımsız algılamaz,bütün olarak algılar. Algı sırasında bazı nesneleri ön plana çıkarırken bazı nesneler arka plana itilir. Neyin ön plana çıktığını belirleyen şey bireyin o andaki ihtiyaçlarıdır;açsak yiyeceği, susuzsak içeceği algılarız. İşte tamamlanmamış işler ,oluşan şeklin,tamamlanmadan fona itilmesiyle oluşur. Çünkü kişi tatmin olmamıştır,ihtiyaç doymamıştır, ve dolayısıyla yarım kalmıştır. Düşünsenize duygunuzu ifade etmek istiyordunuz tam söyleyecektiniz birşey oldu ve söyleyemediniz, tam evlenecektiniz evlenemediniz tam mutlu olacaktınız olamadı.

Her tamamlanmamış iş her insanı aynı etkilemez elbette. Tamamlayamama sebepleri ,işin önem derecesi ,bizi ne denli etkilediği birçok faktöre , duruma göre değişebilir. Yapılarımız değer yargılarımız,o anki yaşımız ve yaşadığımız çevre tüm bunların tetikleyicisi ve karar vericisidir.

Bugünlerde danışanlarımdan gözlemlediğim sosyal medyanın da bitmemiş işler hatırlatıcısı gibi çalıştığı….Şimdi düşünün ki siz yirmili yaşlardasınız ve bir flörtöz ilişkiniz var . Tam ailenizle bu ilişkiyi tanıştırdınız ve hiç beklemediğiniz bir şey oldu ve her iki taraf birbirinden nefret etti. Ne yaptıysanız o taraf ve sizin aileniz bir türlü ortak paydada buluşturamadınız (e tabi yaşınızda genç süreci yönetemediniz).ve beklenen son çok sevdiğiniz halde ayrılmak zorunda kaldınız. İşte size bir bitmemiş iş……Yıllar geçti her ikinizde kendi hayatlarınızı yaşadınız,evlendiniz çocuklarınız oldu. Her iki tarafta bir gün bu bitmemiş işi sosyal medyada gördü tam bu sırada gerçekten ihtiyacınız eksik kaldığınız o taraf duygusallıksa yada flörtöz bir ilişki ise tam bu sırada bitmemiş o işler devreye girebiliyor. İnsanlar geçmişte mutlu olmayı başaramadık şimdi ya büyüdük ve süreci yönetebiliriz diye düşünebiliyorlar. O zaman kendi kararlarımızı ailemiz bizim dışımızdaki faktörler etkilemişti şimdi durum daha farklı olacak deyip bitiremedikleri o zamandan akıllarında kalan o işi tamamlamak üzere yeni bir yola koyuluyorlar. Fakat bu seferde çocuklarınız eski eşiniz devrede siz başka dengeleri tutturmak zorundasınız .Çok iyi niyetle tamamlanmak üzere çıktığınız bu yolda daha sıkışmış ve daha kapana kısılmış bir gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Bu his sizi oldukça yıpratıyor ve artık başlangıçtaki o heyecanı duymaz hale geliyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki karşınızdaki insan sizden başka gelişmiş hiç o eski tanıdığınız insan değil. Birde bu durumdan kaynaklı hüsran ve hayal kırıklığı sizi daha büyük bir kaosa ve hiç tutturamadığınız dengesizliğe sürüklüyor.

Bilinçaltı bu durumda hemen bir kar zarar hesabı bile yapıyor. Eski ilişkinizde en azından dengeli bir hayatınız vardı . Tamam çok heyecandan havalara da uçmuyordunuz ama ihtiyaçlarınız karşılanıyordu. Büyük hayal kırıklıklarınız yoktu bu ilişkiden mutluluk gibi bir beklentiniz de yoktu. Ve böylelikle geçmişteki işi bitirmiş oluyorsunuz. Kar zarar hesabı bir işin sonunda yapılan bir olaydır. Başka tür genellemelerle bu bitmemiş işi bitiriyorsunuz. Ben mutlu olmayı beceremiyorum. Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım gibi …..bu genellemeler sizi bir depresyona götürebiliyor.

Geçmişe gerçeklikle dönme şansımız yok ,o geçti gitti. Zaman makinesi hayallerimiz olsa da gerçeklikte geri gidemiyoruz. O işleri tamamlayamıyoruz. Elimizdeki tek an şimdi. Elbette bir geçmişimiz var , geçip giden ve bu günümüzü etkileyen o halde bu an şuna niyet edebiliriz , hayatımızı farkında olarak yaşamaya ,duygularımızı bizi etkileyen diğer insanlarla paylaşmaya,elimizden geldiğince anda tecrübe ettiğimiz durumları tamamlamaya , elimizden gelmeyen durumları da kabul etmeye niyet etmeliyiz…..

Sevgiyle…….